Zihinsel engelli 10 yaşındaki S.S., yaşadığı tecavüzü mahkemede
anlatsa da sanık tutuksuz yargılandı. Uzmanlar, “Çocukların beyanı esas
alınmalı” diyor
Aydın’da 10 yaşındaki zihinsel
engelli S.S’ye annesinin yanında tecavüz eden 70 yaşındaki Ali Y. ölünce
tecavüz görüntülerinin ortaya çıkması kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
Oysa S.S. mahkemede her şeyi anlatmıştı. Dün gazetelerde yer alan bu
olayın ardından tecavüz davalarındaki hukuki boşluklar bir kez daha
gündeme geldi. S.S., uğradığı tecavüzü mahkemeye pedagog gözetiminde
anlatmış, küçük kız tecavüze uğrayıp uğramadığının tesbiti için bekaret
kontrolüne tabi tutulmuştu. Doktorun küçük kıza bakire raporu vermesi ve
Ali Y.’nin de iddiaları reddetmesi Ali Y.’nin adli kontrol kapsamında
serbest bırakılmasına yetti. Uzmanlar, tecavüz davalarında çocuk
beyanlarının dikkate alınması gerektiğini ve çocuğun bakire olmasının
tecavüze uğramadığı anlamına gelemeyeceğini söylüyor.
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı (Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı):
Çocukların beyanı mahkeme üyeleri tarafından yeterince değerlendirilmiyor. Her seferinde çocuğun bunu kafasında yarattığı bir hayal olarak anlattığı, yalan söylediği gibi yaklaşımlar var. Erkekler, kız çocukları da dahil olmak üzere kadınların erotik hayaller kurduğunu zannediyorlar. Böyle bir şey yok. Birincisi çocuklar yaşlarına uygun olmayan cinsel davranışlar ve cinsel hayaller oluşturmazlar. Hem kız hem erkek çocuklarının yaşlarının ötesinde cinsel bilgiye sahip olmaları zaten kendi başına bir cinsel istismarın varlığının göstergesi olarak kabul edilir. Dolayısıyla mutlaka bu tür cinsel saldırı tanımlamalarının hızla doğru olarak kabul edilip yasal işlemlerin yapılması gerekir.
Avukat Eren Keskin:
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı (Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı):
Çocukların beyanı mahkeme üyeleri tarafından yeterince değerlendirilmiyor. Her seferinde çocuğun bunu kafasında yarattığı bir hayal olarak anlattığı, yalan söylediği gibi yaklaşımlar var. Erkekler, kız çocukları da dahil olmak üzere kadınların erotik hayaller kurduğunu zannediyorlar. Böyle bir şey yok. Birincisi çocuklar yaşlarına uygun olmayan cinsel davranışlar ve cinsel hayaller oluşturmazlar. Hem kız hem erkek çocuklarının yaşlarının ötesinde cinsel bilgiye sahip olmaları zaten kendi başına bir cinsel istismarın varlığının göstergesi olarak kabul edilir. Dolayısıyla mutlaka bu tür cinsel saldırı tanımlamalarının hızla doğru olarak kabul edilip yasal işlemlerin yapılması gerekir.
Avukat Eren Keskin:
Tecavüz suçunun oluşabilmesi için mutlaka bekaretin bozulmuş olması gerekmiyor. Kadına yönelik isteği dışındaki her türlü cinsel saldırı suçtur. 2005’te ceza yasasında önemli değişiklikler yapıldı. Daha önce Türk Ceza Kanunu’nda tecavüz suçunun tanımı yoktu. Ancak Yargıtay kararlarıyla tecavüz erkek cinsel organının kadın cinsel organına duhulü olarak tanımlanıyordu. Oysa kadınlar sadece vajinal bölgeden değil anal ve oral bölgeden de tecavüze maruz kalabiliyorlar. 2005’teki düzenlemeyle bunların tümü tecavüz suçu kapsamına girdi. Tecavüz illa kızlık zarının bozulması anlamına gelmiyor yani. Yapılan bekaret kontrolünde kadının bakire çıkması tecavüze uğramadığını göstermiyor. Kaldı ki kızlık zarının çeşitli biçimleri var. Ve bazıları ancak ameliyatla bozulabiliyor. Ancak bunu mahkemeler suçlu lehine değerlendirmeye devam ediyor. Bu yargıda yerleşen; erkek egemen anlayışın bir sonucu.
Çocuk, cinsellik konusunda yalan söylemez
Pedagoji Derneği Başkanı Mehmet Teber:
10
yaşında bir çocuğun söylediği yalan, bildiği olaylar çerçevesinde
gerçekleşir. “Ben şuraya gittim” der ama gittiği yerin zihin haznesinde
daha önce olması gerekir. Daha önce herhangi bir cinsellik yaşamamış bir
çocuk bununla ilgili yalan söyleyemez. Çocuk bu konuda bir şeyler
söylüyorsa mutlaka bu konuda ele alınması gereken bir problem vardır.
Bir şekilde istismar vardır ya da hissettirilmiştir. Çocuk yalan
söylüyorsa bu kolayca anlaşılır. Kızarır, çok fazla heyecanlanır, panik
yapar, çünkü çok fazla senaryo üretemez, detayları düşünemez. Burada
asıl sıkıntı şu; adli tıptaki uzmanlar bir çocuğun cinsel istismara
maruz kalıp kalmadığını çok kolay anlayabilir. Ama bizim hukuk
sistemimizde psikologların verdiği raporlara itibar edilmiyor. Ortada
delil var mı, kızlık zarı yırtılmış mı bunlar önemseniyor. Hâkimlerin bu
konuda biraz daha eğitimli olmaları gerekiyor diye düşünüyorum. Bu
durum ülkemizin kanayan bir yarası.
Kaynak: http://www.taraf.com.tr
Haber: Sümeyra Tansel
Hiç yorum yok:
HTML kodu kullanarak yazılan yorumlar onaylanmaz.
Yorumlarınızı yazarken menüden "Anonim"i seçiniz. Yoruma ad soyadınızı yazabilirsiniz.
Eğer bir Gmail hesabınız var ise, menüden "Google hesabı"nı oturum açıp seçebilirsiniz.
Menüden Adı/URL seçeneği ile, adınızı ve e postanızı yazabilirsiniz.