![]() |
İzmir - Bergama |
Bugün
günlerden Pazar. Her yer tatil. Dükkanlar kapalı. Soma’da büyük bir eylem var.
Bizler okulumuzda terapiye alacağımız çocuklarla bilikteyiz. Bugünkü
görüşmelerimizde 2-3 eksiklik var. Bazı aileler bugün müsait değiller. Nedenini
sorduğumuzda aldığımız cevap aynı “Hayrımız var”.
Bizim
kültürümüzde ölenlerin ardından yedinci, kırkıncı ve elli ikinci günde özel
programlar yapılır. Mevlit okutulur, yemek ikram edilir. Ailelerin “Hayrımız
var.” cümlesinden kastı, “Kırkımız var.” demek. Geldiğimiz günün ertesi gün
arama yaparken bu gerçeği fark ettik. Çünkü birkaç aile kırkları olduğu için
şehir dışında olduklarını söylemişti. Biz planlama aşamasında bu faktörü hiç
aklımıza getirememiştik ama bu durum bize tecrübe oldu.
Bergama
Bergama
Görüşmelerin
sayısı azalınca aradaki boşlukta Soma’nın güzel çay bahçelerinden birine
gittik. Akşam da yolumuz Bergama’ya düşürdük. Bergama İzmir’e bağlı ama Soma’ya
30 km. mesafede. Antik bir şehir olduğu için ziyaret edelim istedik. Yol
üstünde gölet kenarında bir mekanda akşam yemeklerimizi yedik. Bu mekandaki
uzun göle uzanan salıncağı ve pembe hamağı sanırım unutamayacağım. Fotoğrafları
için instagram hesabıma uğrayabilirsiniz.
Bergama 60.000
nüfuslu bir ilçe. Soma’dan küçük. Ancak tarihi geçmişi milattan önceye
dayanıyor. İçinde antik kent var. Tarihi Bergama Evleri’de. Ancak saat 17.00’de
birçok yer kapanmış olduğu için ziyaret edemedik. Sadece uzaktan seyrettik. Bergama’da antik
eşyalar satan bir dükkana uğradık ve minyatür koleksiyonum için bol bol
minyatür aldım.
Mutluluk
Bugün
mutluydum ve mutluyum. Çünkü çocuklarla 3. Oyun terapisi seansını geride
bıraktık ve tüm çocuklarımda olumlu değişim işaretlerini görmeye başladım.
Zaten 3 seans demek terapilerimizin yarısı demek. Özellikle depresyonda olan
bir çocuğumuzun yüzünün renginin açılması içime büyük bir haz verdi. Bu nedenle
bugün daha kolay geçti.
Oyuncakla Oynama Yavrum, Baban Öldü!
Oyun çocuğun
en ciddi işidir. En büyük ihtiyaçlarından biridir. Engellendiğinde çocukta
sorunlar ortaya çıkar. Zaten büyük şehir çocuklarının dertli olmasının sebebi
sokakların bulunmamasıdır. Sokak yoksa, iyileştirici oyun da olmaz genelde.
Çocuklar her türlü durum karşısında oynar. Savaşın sürdüğü Suriye’ye, açlığın
kol gezdiği Somali’ye gitsek sokaklarda oynayan çocuklar görürüz. Çocuk oynadıkça
rahatlar ve stres atar. Soma’da birkaç annenin oyun oynadıklarını için
çocuklarına kızdıklarını öğrendiğimde çok üzüldüm. Anneler bekliyor ki,
çocuklar da kendileri gibi yasa bürünsün. Ancak bir çocuğa ölüm haberi
verildikten bir dakika sonra çocuk gidip oyun oynayabilir. Bu onun duyarsız
olduğunu göstermez. Kısaca şunu der çocuk: “O kadar acı bir gerçek öğrendim ki,
bu gerçekle baş edebilmek için acilen oyun oynamalıyım.”
Buradaki
çocuklar o kadar çok ölümle ilgili gündeme, sohbete olaya tanıklık etmişler ki,
artık ruhları bu ölüm konusundan yorulmuş. 5 yaşındaki küçük kız ile
terapideyken belediyeden bir anons yapıldı, bu bir vefat anonsuydu. Küçük kız
umursamaz bir tavırla dedi ki: “Üff! Yine mi birisi ölmüş”. Benim bile
dikkatimi çekmeyen bu anonsu oyun esnasında fark edip, ölümle ilgili olduğunu
anlayıp tepki vermesi beni çok şaşırtmıştı.
Makaleler
Biz terapi
yaparken genelde anneler çocuklarını bekliyorlar ve bu bekleme anları boş
geçiyor. Bu anları da bir eğitime çevirmek için ailelere Pedagoji Derneği’nin
makalelerinden basıp vermeye karar verdik. Bugünün makalesi “Çocuk ve Ölüm”
makalesi idi ki, bu makale ailelere çocuğa ölümü nasıl açıklayacakları hakkında
bilgi veriyor. Çocukta Mahremiyet Eğitimi, Çocuk Eğitiminde ödül gibi konularla
devam edeceğiz. Tüm bu makalelere derneğimizin internet sayfasından ulaşmak
mümkün.
Yarına Hazırlık
Artık birçok
çocuk ile terapilerimizi yarıladık. Hem terapötik öykülere başlayacağız, hem de
ailelere temel bazı konularda bilgi vereceğiz. Üstelik İstanbul’dan genel bir
ekiple birlikte 100 terapötik oyuncağı şehit çocuklarına ulaştıracağız. Yine
yarın saha koordinatörümüz Safa Bey bize veda edecek. Tüm bu işleri netleştirmek
amacıyla bir toplantı yaptık bugün. Ailelere temel dört şey söylemeye karar
verdik. Öncelikle dövmeyin onları. İkincisi: ölümleri, davayı, tazminatı
gelişigüzel konuşmayın. Üçüncüsü: bırakın oynasınlar, bol bol sokağa gönderin.
Dördüncüsü ise onlarla babalarının güzel hatıraları hakkında konuşun.